Kalpteki belirtiler şunlardır: En ufak bir çabada kalpte zayıflama görülür. Kalp yöresinde bir sıkıntı vardır. Bunun nedeni, kalbin hep daha fazla kan pompalama çabasıdır. Fazla çaba, kalp yetmezliğine yol açar.
Yüksek tansiyon damarları zorladığından bazı noktalarda (burun, beyin, göz, dölyatağı vb.) kan dışarı çıkacak bir yer bulur. Beyindeki kanama genellikle beyin inmesine yol açmaz. Ağtabakadaki kanamalar görme bozuklukları yapar. Dölyatağı kanamaları aylık adet kanamasıyla birleşebilir; bazen de iki adet arasında kanama görülebilir.
Çeşitli organlar yeteri kadar kan alamadıklarından işlevleri aksayabilir. Geçici olarak bellek kaybı, zihin yorgunluğu, baş ağrısı, baş dönmesi, görme bulanıklığı, ağır sindirim, karıncalanma ve uyuşma, baldırlarda ağrılı kramplar nedeniyle topallama, bacakların soğuyup renginin solması gibi belirtiler görülür.
Sidiğin hem miktarı azalır hem de vücuttan geç atılır. Sıvı besin alındıktan uzun süre sonra genellikle geceleri küçük aptes yapılır. Gece küçük aptesini etme, bu hastalığın özelliklerindendir ve buna niktüri, az miktarda işemeye de oligüri denilir.
Tehlikesiz nefrosklerozun ilerlemesi çok ağırdır. Göze görünür belirtileri çok hafiftir; çoğu kez bu hastalık farkedilmeden geçiştirilir. Sonuç genellikle iyidir, ölümle biten olaylar görülürse de, bunu ağır bir kalp yetmezliğine ya da ağır bir beyin kanamasının yol açtığı inmeye bağlamak gerekir. Bazen de bu hastalığın üzerine eklenen zatürre öldürücü olabilir.
Tehlikeli nefroskleroza, arteriosklerotik böbrek veya birincil ya da gerçek buruşuk böbrek adları da verilir. Belirtileri daha ağırdır. Lejyonları daha yaygındır. Böbrekler arası atardamarların en ince dalları bile hırpalanmış durumdadır. Maksima tansiyon çok yüksektir, hatta minima bile 15 dolaylarındadır. Böbreklerin hücrelerindeki işlev bozuklukları oldukça ağırdır. Hızla üremiye gidiş çok görülür. Hastalık pek kısa sürede ve kötü sonuçlanır.
Hastayı fiziksel çabalardan ve fazla duygulanmalardan kaçındırmak gerekir. Suyu ve sıvı besinleri çok azaltan, tuzu kaldıran ya da son derecede sınırlayan, ağırlığı bitkisel besinlere veren, alkol ve kahveyi yasaklayan, et ve yumurtayı sınırlayan bir besin rejimi izlenir. Bazen splanknik sinirlerin bir kısmının cerrahi yolla çıkarılmasından iyi sonuç alınabilir. Bunlardan başka, ilk belirtiler ortaya çıkar çıkmaz kalp yetmezliği ve böbrek yetmezliği tedavisine başlamak gerekir.
Yüksek tansiyon damarları zorladığından bazı noktalarda (burun, beyin, göz, dölyatağı vb.) kan dışarı çıkacak bir yer bulur. Beyindeki kanama genellikle beyin inmesine yol açmaz. Ağtabakadaki kanamalar görme bozuklukları yapar. Dölyatağı kanamaları aylık adet kanamasıyla birleşebilir; bazen de iki adet arasında kanama görülebilir.
Çeşitli organlar yeteri kadar kan alamadıklarından işlevleri aksayabilir. Geçici olarak bellek kaybı, zihin yorgunluğu, baş ağrısı, baş dönmesi, görme bulanıklığı, ağır sindirim, karıncalanma ve uyuşma, baldırlarda ağrılı kramplar nedeniyle topallama, bacakların soğuyup renginin solması gibi belirtiler görülür.
Sidiğin hem miktarı azalır hem de vücuttan geç atılır. Sıvı besin alındıktan uzun süre sonra genellikle geceleri küçük aptes yapılır. Gece küçük aptesini etme, bu hastalığın özelliklerindendir ve buna niktüri, az miktarda işemeye de oligüri denilir.
Tehlikesiz nefrosklerozun ilerlemesi çok ağırdır. Göze görünür belirtileri çok hafiftir; çoğu kez bu hastalık farkedilmeden geçiştirilir. Sonuç genellikle iyidir, ölümle biten olaylar görülürse de, bunu ağır bir kalp yetmezliğine ya da ağır bir beyin kanamasının yol açtığı inmeye bağlamak gerekir. Bazen de bu hastalığın üzerine eklenen zatürre öldürücü olabilir.
Tehlikeli nefroskleroza, arteriosklerotik böbrek veya birincil ya da gerçek buruşuk böbrek adları da verilir. Belirtileri daha ağırdır. Lejyonları daha yaygındır. Böbrekler arası atardamarların en ince dalları bile hırpalanmış durumdadır. Maksima tansiyon çok yüksektir, hatta minima bile 15 dolaylarındadır. Böbreklerin hücrelerindeki işlev bozuklukları oldukça ağırdır. Hızla üremiye gidiş çok görülür. Hastalık pek kısa sürede ve kötü sonuçlanır.
Hastayı fiziksel çabalardan ve fazla duygulanmalardan kaçındırmak gerekir. Suyu ve sıvı besinleri çok azaltan, tuzu kaldıran ya da son derecede sınırlayan, ağırlığı bitkisel besinlere veren, alkol ve kahveyi yasaklayan, et ve yumurtayı sınırlayan bir besin rejimi izlenir. Bazen splanknik sinirlerin bir kısmının cerrahi yolla çıkarılmasından iyi sonuç alınabilir. Bunlardan başka, ilk belirtiler ortaya çıkar çıkmaz kalp yetmezliği ve böbrek yetmezliği tedavisine başlamak gerekir.