maymun çiçeği ne kadar yaygındır?
maymun çiçeği, ortopoksvirüs cinsine ait bir virüs tarafından neden olunan, zoonotik bir hastalıktır. i̇lk olarak 1958’de laboratuvar maymunlarında tespit edilen bu virüs, 1970 yılında demokratik kongo cumhuriyeti’nde (o zamanki adıyla zaire) insanlarda ilk kez tespit edilmiştir. hastalık, genellikle orta ve batı afrika’da endemik olarak kabul edilen bölgelerde görülmekteydi. ancak son yıllarda, dünya genelinde rapor edilen vakalar artmış ve endemik olmayan bölgelerde de salgınlar meydana gelmiştir.
1. coğrafi yaygınlık
maymun çiçeği, tarihsel olarak orta ve batı afrika'daki tropikal yağmur ormanlarıyla sınırlı bir hastalık olarak bilinmekteydi.
- orta afrika (kongo havzası): kongo havzası, maymun çiçeği vakalarının en yoğun görüldüğü bölge olarak kabul edilir. demokratik kongo cumhuriyeti (dkc), hastalığın endemik olduğu ve en fazla vakanın kaydedildiği ülkedir. bu bölgedeki maymun çiçeği suşu, genellikle daha ciddi hastalığa yol açan ve daha yüksek ölüm oranlarına sahip olan kongo suşudur.
- batı afrika: nijerya, kamerun, fildişi sahili, liberya ve sierra leone gibi ülkeler de maymun çiçeği vakalarının bildirildiği batı afrika ülkeleridir. burada görülen batı afrika suşu, kongo suşuna göre daha hafif semptomlara ve daha düşük ölüm oranlarına sahiptir.
- endemik olmayan bölgeler: son yıllarda, özellikle 2022'de başlayan geniş çaplı salgınla birlikte, kuzey amerika, avrupa, asya ve avustralya gibi endemik olmayan bölgelerde de birçok vaka rapor edilmiştir. bu vakaların çoğu, enfekte bireylerle yakın temas veya uluslararası seyahat sonucu ortaya çıkmıştır.
2. vakaların yaygınlığı ve i̇statistikler
- 2022 küresel salgını: maymun çiçeği, 2022 yılında dünya genelinde büyük bir salgına yol açtı. bu salgın sırasında, yüzlerce vaka kuzey amerika ve avrupa'da dahil olmak üzere endemik olmayan birçok ülkede rapor edilmiştir. dünya sağlık örgütü (who), 2022’deki bu salgının yayılmasını yakından izledi ve salgını uluslararası öneme sahip bir halk sağlığı acil durumu (pheic) olarak ilan etti. 2022 salgınında vakaların çoğu, batı afrika suşundan kaynaklanmıştır.
- geçmiş salgınlar ve vakalar: 1970'den bu yana, maymun çiçeği vakaları düzensiz olarak rapor edilmiştir. örneğin, 2003 yılında amerika birleşik devletleri’nde ithal edilen enfekte kemirgenler nedeniyle ortaya çıkan bir salgın yaşandı. bu, batı yarımküre’de bildirilen ilk maymun çiçeği salgınıydı ve 70’den fazla vaka rapor edilmiştir.
- yıllık vaka sayıları: orta ve batı afrika'da yıllık vaka sayıları düzensizdir ve salgınların boyutu değişiklik gösterir. demokratik kongo cumhuriyeti'nde her yıl binlerce vaka rapor edilmekte olup, bu sayı 2010’lardan itibaren artış göstermiştir. batı afrika'da ise vaka sayıları daha düşük seviyelerde kalmaktadır.
3. epidemiyolojik dinamikler
- doğal kaynaklar ve vektörler: maymun çiçeği virüsü, genellikle kemirgenler ve diğer vahşi hayvanlar arasında dolaşır. enfekte hayvanların kanı, vücut sıvıları, deri lezyonları veya dışkıları ile doğrudan temas, insanlar arasında virüsün yayılmasına neden olabilir. i̇nsanlar enfekte hayvanlarla temas ettiklerinde veya enfekte hayvanların etini tükettiklerinde virüse maruz kalabilirler.
- i̇nsandan i̇nsana yayılım: i̇nsanlar arasında maymun çiçeği virüsünün bulaşması nispeten daha nadir olsa da, yakın temas yoluyla gerçekleşebilir. bu, enfekte bir kişinin deri lezyonları, solunum damlacıkları veya vücut sıvıları ile doğrudan temas yoluyla olabilir. ayrıca, enfekte kişinin kullandığı yatak takımları veya giysiler gibi kontamine eşyalar da bulaşma riskini artırabilir.
- toplum sağlığına etkiler: maymun çiçeği salgınları, özellikle sağlık altyapısının zayıf olduğu ve sağlık hizmetlerine erişimin sınırlı olduğu bölgelerde ciddi toplum sağlığı sorunlarına yol açabilir. ayrıca, salgınlar, küresel seyahat ve ticaret nedeniyle hızla yayılarak uluslararası bir tehdit haline gelebilir.
4. gelecekteki risk ve yayılma potansiyeli
- uluslararası seyahat ve ticaretin rolü: küresel seyahat ve ticaret, maymun çiçeği virüsünün endemik olmayan bölgelere yayılma riskini artırmaktadır. enfekte bireylerin uluslararası hareketi, virüsün farklı kıtalara ve ülkelere yayılmasına yol açabilir.
- i̇klim değişikliği ve habitat değişiklikleri: i̇klim değişikliği, hayvan ve insan popülasyonlarının coğrafi dağılımını etkileyebilir. bu, maymun çiçeği virüsünün endemik olmadığı bölgelerde yeni salgınların ortaya çıkmasına yol açabilir.
- aşılamanın rolü: çiçek hastalığı aşısı, maymun çiçeği virüsüne karşı çapraz koruma sağlar. ancak, çiçek hastalığı aşılamasının 1980'de durdurulmasından bu yana, aşılanmamış nesillerin sayısı arttı ve bu da potansiyel maymun çiçeği salgınlarına karşı duyarlılığı artırdı.
sonuç
maymun çiçeği, esas olarak orta ve batı afrika'da endemik bir hastalık olarak görülmekle birlikte, küresel seyahat ve ticaretin artmasıyla birlikte dünya genelinde yayılma riski artmaktadır. 2022 yılında yaşanan geniş çaplı salgın, hastalığın küresel halk sağlığı üzerindeki potansiyel etkilerini gözler önüne sermiştir. gelecekte, maymun çiçeği virüsünün yayılmasını kontrol altına almak ve toplum sağlığını korumak için etkili önlemler ve stratejiler geliştirmek hayati önem taşımaktadır.
maymun çiçeği, ortopoksvirüs cinsine ait bir virüs tarafından neden olunan, zoonotik bir hastalıktır. i̇lk olarak 1958’de laboratuvar maymunlarında tespit edilen bu virüs, 1970 yılında demokratik kongo cumhuriyeti’nde (o zamanki adıyla zaire) insanlarda ilk kez tespit edilmiştir. hastalık, genellikle orta ve batı afrika’da endemik olarak kabul edilen bölgelerde görülmekteydi. ancak son yıllarda, dünya genelinde rapor edilen vakalar artmış ve endemik olmayan bölgelerde de salgınlar meydana gelmiştir.
1. coğrafi yaygınlık
maymun çiçeği, tarihsel olarak orta ve batı afrika'daki tropikal yağmur ormanlarıyla sınırlı bir hastalık olarak bilinmekteydi.
- orta afrika (kongo havzası): kongo havzası, maymun çiçeği vakalarının en yoğun görüldüğü bölge olarak kabul edilir. demokratik kongo cumhuriyeti (dkc), hastalığın endemik olduğu ve en fazla vakanın kaydedildiği ülkedir. bu bölgedeki maymun çiçeği suşu, genellikle daha ciddi hastalığa yol açan ve daha yüksek ölüm oranlarına sahip olan kongo suşudur.
- batı afrika: nijerya, kamerun, fildişi sahili, liberya ve sierra leone gibi ülkeler de maymun çiçeği vakalarının bildirildiği batı afrika ülkeleridir. burada görülen batı afrika suşu, kongo suşuna göre daha hafif semptomlara ve daha düşük ölüm oranlarına sahiptir.
- endemik olmayan bölgeler: son yıllarda, özellikle 2022'de başlayan geniş çaplı salgınla birlikte, kuzey amerika, avrupa, asya ve avustralya gibi endemik olmayan bölgelerde de birçok vaka rapor edilmiştir. bu vakaların çoğu, enfekte bireylerle yakın temas veya uluslararası seyahat sonucu ortaya çıkmıştır.
2. vakaların yaygınlığı ve i̇statistikler
- 2022 küresel salgını: maymun çiçeği, 2022 yılında dünya genelinde büyük bir salgına yol açtı. bu salgın sırasında, yüzlerce vaka kuzey amerika ve avrupa'da dahil olmak üzere endemik olmayan birçok ülkede rapor edilmiştir. dünya sağlık örgütü (who), 2022’deki bu salgının yayılmasını yakından izledi ve salgını uluslararası öneme sahip bir halk sağlığı acil durumu (pheic) olarak ilan etti. 2022 salgınında vakaların çoğu, batı afrika suşundan kaynaklanmıştır.
- geçmiş salgınlar ve vakalar: 1970'den bu yana, maymun çiçeği vakaları düzensiz olarak rapor edilmiştir. örneğin, 2003 yılında amerika birleşik devletleri’nde ithal edilen enfekte kemirgenler nedeniyle ortaya çıkan bir salgın yaşandı. bu, batı yarımküre’de bildirilen ilk maymun çiçeği salgınıydı ve 70’den fazla vaka rapor edilmiştir.
- yıllık vaka sayıları: orta ve batı afrika'da yıllık vaka sayıları düzensizdir ve salgınların boyutu değişiklik gösterir. demokratik kongo cumhuriyeti'nde her yıl binlerce vaka rapor edilmekte olup, bu sayı 2010’lardan itibaren artış göstermiştir. batı afrika'da ise vaka sayıları daha düşük seviyelerde kalmaktadır.
3. epidemiyolojik dinamikler
- doğal kaynaklar ve vektörler: maymun çiçeği virüsü, genellikle kemirgenler ve diğer vahşi hayvanlar arasında dolaşır. enfekte hayvanların kanı, vücut sıvıları, deri lezyonları veya dışkıları ile doğrudan temas, insanlar arasında virüsün yayılmasına neden olabilir. i̇nsanlar enfekte hayvanlarla temas ettiklerinde veya enfekte hayvanların etini tükettiklerinde virüse maruz kalabilirler.
- i̇nsandan i̇nsana yayılım: i̇nsanlar arasında maymun çiçeği virüsünün bulaşması nispeten daha nadir olsa da, yakın temas yoluyla gerçekleşebilir. bu, enfekte bir kişinin deri lezyonları, solunum damlacıkları veya vücut sıvıları ile doğrudan temas yoluyla olabilir. ayrıca, enfekte kişinin kullandığı yatak takımları veya giysiler gibi kontamine eşyalar da bulaşma riskini artırabilir.
- toplum sağlığına etkiler: maymun çiçeği salgınları, özellikle sağlık altyapısının zayıf olduğu ve sağlık hizmetlerine erişimin sınırlı olduğu bölgelerde ciddi toplum sağlığı sorunlarına yol açabilir. ayrıca, salgınlar, küresel seyahat ve ticaret nedeniyle hızla yayılarak uluslararası bir tehdit haline gelebilir.
4. gelecekteki risk ve yayılma potansiyeli
- uluslararası seyahat ve ticaretin rolü: küresel seyahat ve ticaret, maymun çiçeği virüsünün endemik olmayan bölgelere yayılma riskini artırmaktadır. enfekte bireylerin uluslararası hareketi, virüsün farklı kıtalara ve ülkelere yayılmasına yol açabilir.
- i̇klim değişikliği ve habitat değişiklikleri: i̇klim değişikliği, hayvan ve insan popülasyonlarının coğrafi dağılımını etkileyebilir. bu, maymun çiçeği virüsünün endemik olmadığı bölgelerde yeni salgınların ortaya çıkmasına yol açabilir.
- aşılamanın rolü: çiçek hastalığı aşısı, maymun çiçeği virüsüne karşı çapraz koruma sağlar. ancak, çiçek hastalığı aşılamasının 1980'de durdurulmasından bu yana, aşılanmamış nesillerin sayısı arttı ve bu da potansiyel maymun çiçeği salgınlarına karşı duyarlılığı artırdı.
sonuç
maymun çiçeği, esas olarak orta ve batı afrika'da endemik bir hastalık olarak görülmekle birlikte, küresel seyahat ve ticaretin artmasıyla birlikte dünya genelinde yayılma riski artmaktadır. 2022 yılında yaşanan geniş çaplı salgın, hastalığın küresel halk sağlığı üzerindeki potansiyel etkilerini gözler önüne sermiştir. gelecekte, maymun çiçeği virüsünün yayılmasını kontrol altına almak ve toplum sağlığını korumak için etkili önlemler ve stratejiler geliştirmek hayati önem taşımaktadır.