İç kısmı çukur, küçük bir kese. İçinde çeşitli özellikte ve kökende bir sıvı vardır. Başlıca kistler ekinokok kistleri, alt deri kisti, üst deri kisti, yumurtalık kistleri, yağ kisti ve hidatit kistidir.
Ekinokok kistleri: Köpek tenyası (Echinococcus granulosus) embriyosu bağırsak çeperini deldikten ve kapı toplardamarı kanına karıştıktan sonra karaciğerde, akciğerlerde, böbreklerde, beyinde, kemiklerde, pankreasta, dalakta, mide ve bağırsak çeperlerinde, kalpte, erbezlerinde yumurtalıklarda kistler halinde toplanır.
Yerleştiği organ ne olursa olsun ekinokok kisti çok küçük bir yuvar oluşturur. Yuvarın hacmi başlangıçta bir toplu iğne başı kadardır. Fakat sonra kimi organlarda (karaciğer, akciğer) bir portakal büyüklüğüne kadar varır. Kistin çeperi kitinli ve çok katlı bir deri parçası zarı ile bir iç doğurgan zardan meydana gelmiştir. Doğurgan zar ana kistin içine ve dışına doğru uzanan yavru kistleri doğurur. Kistin içinde su gibi berrak bir sıvı bulunur (hidatit sıvı). Sıvının içinde kurt başları vardır.
En yaygın ekinokok kisti karaciğer ekinokok kistidir. Bu kist çok çabuk gelişir. Belli bir hacme varır varmaz, klinik belirtiler ortaya çıkar. Bu belirtilerden başlıcaları karaciğerde duyulan baskı hissi, karaciğerde başlayıp sağ omuza kadar yayılan ağrılar ve karaciğer büyümesidir. Elle muayene edildiğinde karaciğerin sert, ağrı vermeyen ve yuvarlak bir hal almış olduğu görülür. Kist bazen çok yüksek ateş, karaciğer absesi gibi belirtiler göstererek irinleşir. Bazen de patlar ve anafilaksi krizlerine yol açar. Klinik veriler üzerinde dayanarak kesin bir teşhis koymak kolay değildir. Bu yüzden hekim röntgen filmi ile laboratuar incelemelerine başvurmak zorundadır. Tedavi ancak ameliyatla sağlanır. Ameliyat, ile karaciğerde yerleşmiş olan kist olduğu gibi alınır.
Akciğer ekinokok kisti yaygınlık bakımından karaciğer kistinden sonra gelir. Uzun bir süre farkına varılmaz. Sonraları göğüs ağrıları, öksürük, nefes tıkanıklığı kist yüzünden yangılanan akciğerlerdeki kan damarlarının çatlaması sonucu kan tükürme gibi belirtilerle ortaya çıkar. Hekim kistin bulunduğu göğüs bölgesini özel araçlar ile dinlediğinde buralarda daha az bir çınlama ve soluk alıp vermede bir yavaşlama fark eder.
Ekinokok kistleri: Köpek tenyası (Echinococcus granulosus) embriyosu bağırsak çeperini deldikten ve kapı toplardamarı kanına karıştıktan sonra karaciğerde, akciğerlerde, böbreklerde, beyinde, kemiklerde, pankreasta, dalakta, mide ve bağırsak çeperlerinde, kalpte, erbezlerinde yumurtalıklarda kistler halinde toplanır.
Yerleştiği organ ne olursa olsun ekinokok kisti çok küçük bir yuvar oluşturur. Yuvarın hacmi başlangıçta bir toplu iğne başı kadardır. Fakat sonra kimi organlarda (karaciğer, akciğer) bir portakal büyüklüğüne kadar varır. Kistin çeperi kitinli ve çok katlı bir deri parçası zarı ile bir iç doğurgan zardan meydana gelmiştir. Doğurgan zar ana kistin içine ve dışına doğru uzanan yavru kistleri doğurur. Kistin içinde su gibi berrak bir sıvı bulunur (hidatit sıvı). Sıvının içinde kurt başları vardır.
En yaygın ekinokok kisti karaciğer ekinokok kistidir. Bu kist çok çabuk gelişir. Belli bir hacme varır varmaz, klinik belirtiler ortaya çıkar. Bu belirtilerden başlıcaları karaciğerde duyulan baskı hissi, karaciğerde başlayıp sağ omuza kadar yayılan ağrılar ve karaciğer büyümesidir. Elle muayene edildiğinde karaciğerin sert, ağrı vermeyen ve yuvarlak bir hal almış olduğu görülür. Kist bazen çok yüksek ateş, karaciğer absesi gibi belirtiler göstererek irinleşir. Bazen de patlar ve anafilaksi krizlerine yol açar. Klinik veriler üzerinde dayanarak kesin bir teşhis koymak kolay değildir. Bu yüzden hekim röntgen filmi ile laboratuar incelemelerine başvurmak zorundadır. Tedavi ancak ameliyatla sağlanır. Ameliyat, ile karaciğerde yerleşmiş olan kist olduğu gibi alınır.
Akciğer ekinokok kisti yaygınlık bakımından karaciğer kistinden sonra gelir. Uzun bir süre farkına varılmaz. Sonraları göğüs ağrıları, öksürük, nefes tıkanıklığı kist yüzünden yangılanan akciğerlerdeki kan damarlarının çatlaması sonucu kan tükürme gibi belirtilerle ortaya çıkar. Hekim kistin bulunduğu göğüs bölgesini özel araçlar ile dinlediğinde buralarda daha az bir çınlama ve soluk alıp vermede bir yavaşlama fark eder.