solunum nedir - Hasta Sözlük
hava, içinde bulunan oksijeni vermek ve karbon dioksiti almak üzere sürekli olarak akciğerlere girip çıkmak zorundadır. bu da soluk alma ve soluk vermeyle sağlanır. hava alınmasına soluk alma, verilmesine soluk verme denir. normal bir insan dakikada 15-20 kez soluk alır ve verir.
her soluk alışta akciğerlere 500 santimetre küp hava girer ve her soluk verişte aynı miktar hava çıkar. ne kadar zorlanırsa zorlansın hava tamamen dışarı verilemez ve alveollerde bir miktar hava kalır. bu nedenle, akciğerler hiçbir zaman havasız kalmadığından gaz alışverişi kesiksiz sürer. normal olarak solukla alınan 500 santimetre küp havaya soluk havası denir. daha derin bir soluk alındığında akciğerlere 1500-2000 santimetre küp daha hava girer ki, buna tamamlayıcı hava adı verilir. normal 500 santimetre küpten daha fazla hava çıkarılması için zorlanırsa, akciğerlerden ayrıca 1500-2000 santimetre küp daha hava çıkar ve bu hava da yedek hava olarak adlandırılır. bütün bu hava miktarlarının toplamı 3500-4500 santimetre küp tutar ki, buna akciğerlerin hayatsal kapasitesi adı verilir. ne kadar zorlanırsa zorlansın, akciğerlerden hiç bir zaman atılamayan bir miktar hava vardır. buna artık hava denir ve yaklaşık 1000-1500 santimetre küp kadardır.
akciğerler kendi kendilerine hareket etme niteliğine sahip değildir. bunların genişlemesi ve küçülmesi, yani hava alıp vermesi, birtakım aktif kasların hareketiyle olur. solunumda rol oynayan kaslardan biri diyafram kasıdır. akciğerlere hava girmesi için akciğerlerdeki hava basıncının dışarıdaki hava basıncından az olması gerekmektedir. bu da ancak göğüs kafesinin ve dolayısıyla akciğerlerin hacminin genişlemesiyle sağlanır. göğüs kafesinin genişlemesi ise, kaburgaların kaldırılması ve diyafram kasının kasılmasıyla mümkündür. vücudu göğüs ve karın boşluğuna ayıran bir kas olan diyafram, soluk alınmadığı zamanlarda göğüs boşluğuna doğru kubbe biçiminde yükselir. soluk alınırken diyafram kasının kasılmasıyla kubbe kısmının biraz aşağıya çekilmesi sonucu göğüs kafesi aşağıdan yukarıya doğru genişler. göğüs kafesini genişlemesi sırasında bırakmayan akciğerler, kaburgaların, özel kaslar aracılığıyla kaldırılmaları sonucunda, göğüs kafesiyle birlikte genişlerler ve akciğerlerde bulunan havanın basıncı azalır.