sırt ağrısı nedenleri ve tedavisi - Hasta Sözlük
Sırt ağrıları son derece yaygın bir şikayet konusudur. Hastaların çoğu ağrıları tam omurganın sona erdiği noktada duyarlar. Bu tür ağrı için genellikle lumbago sözcüğü kullanılır.
Lumbagonun ivegen ve süreğen olmak üzere iki türü vardır, ivegen lumbago çok acı verir ve hastanın tüm hareketlerini kısıtlar. Hemen herkes yaşamının bir döneminde ivegen bel ağrısı çeker; bu ağrılar bazı kişileri ise sürekli olarak rahatsız eder. Sırt ağrıları erkekleri kadından daha çok etkiler. Sırt ağrılarına yakalanan kişilerin oranı yüzde 25'dir.
Süreğen lumbago, ivegen tür kadar yaygın değildir. Ancak bu ağrılar aylarca hatta yıllarca sürer ve sık sık yinelerler. Daha çok, başka ağrıların bir sonucu olarak meydana geldikleri için çoğu kez doğum yapan kadınlarda da ortaya çıkarlar.
Lumbagonun birçok nedeni vardır; ağrıya bunlardan hangisinin yol açtığını saptamak çok güçtür. Bunun için çoğu durumlarda hastalığı tam olarak tanımlamaksızın belirtilerini açıklamakla yetinilir.
Ağrılar çoğunlukla belde, omurganın ya tam üzerinde veya yanında ve yerden bir şey almak için yapılan eğilme gibi olağan bir hareket sırasında başlarlar. Alışkın olunmayan bir iş yapılınca ortaya çıktıkları da olur. Örneğin, bir kişi her gün taşıdığı evrak çantasından kat kat ağır olan bir taşı kaldırmaya kalkışırsa sırtında ağrı başgösterebilir. Bir bıçak batarmışçasına başlayan ve hastanın doğrulmasını engelleyen ağrının şiddeti 12 saat içinde çok artar.
Hasta kalkmaya veya yatmaya çalışır ve bir süre hareketsiz kalmayı dener. Vücudun herhangi bir hareketi omurgada veya kaslarda ağrılara yol açtığından hareketsiz kalmak ister. Sırtını da dik tutmaya çalışır. Böylece bel omurlarına bağlı olan kaslar gerilir ve omurganın beldeki içbükey eğrisi düzleşir. Kasların gerilmesi ve omurgada meydana gelen biçim değişikliği, bel ağrılarının fiziksel bir nedenle ortaya çıktığını gösterir.
Beş ivegen lumbago olayının birinde, ağrılar belden bir hatta iki bacağa doğru yayılırlar. Ağrılar siyatik siniri boyunca duyuldukları için bu duruma siyatik denir. Vücudun en kalın ve uzun siniri olan siyatik siniri omurilikten bacağın çeşitli dokularına uyarı ileten başlıca yapıdır. Siyatik sinirini oluşturan liflerden bazıları omurilikten bacağa hareket sağlayan emirleri, bir kısım lifler ise bacaktan omuriliğe ve beyne ısı, basınç ve hareket ile ilgili uyarıları iletirler. Siyatik sinirini oluşturan ince sinir telleri omurilikten çıkarak omurganın sona erdiği noktada bir araya gelirler.
OMURGANIN YAPISI
Siyatik ve sırt ağrılarını tam olarak anlayabilmek için omurganın yapısını iyi bilmek gerekir. Omurga vücudun temel kemiği olduğu ve omuriliğin geçtiği omurilik kanalını oluşturduğu için çok önemli bir yapıdır. 33 omurdan oluşmuştur. Her omurun kemikten meydana gelen yassı bir gövdesi vardır. Omur gövdesinin her iki yanında yer alan iki kemik uzantısı geriye doğru kıvrılarak bitişir ve bir kemer oluştururlar. Omur kenarları üzerinde başka kemik uzantıları da bulunur. Bunlardan sırta dokunulduğunda ele gelen düğüm gibi kemiklere dikensi uzantılar denir. Dikensi uzantılar 2,5 cm. uzunluğunda küt çıkıntılardır.
Üst üste gelerek omurgayı meydana getiren omurların arasında, omurlararası disk denilen esnek yapılar bulunur. Lifsi bir yapısı olan diskler yumuşak bir öz içerirler. Bu diskler omurların hafifçe birbirleri üzerine kaymalarını sağlarlar. Böylece omurga her yöne bükülebilir ve kendi etrafında da hafifçe döner. Disklerin bir başka önemi de darbelere karşı amortisör görevi görmelerinden ileri gelir.
Omurlardaki kemikler bir araya gelerek omurilik kanalını meydana getirirler. Kemerlerden çıkan kemik uzantıları, omurun ana gövdesi kadar geniş olmadığından omurilik kanalında yer yer boşluklar vardır. Buna karşılık her omur kemerinde yukarı doğru uzanan küçük bir kemik bulunur. Bu kem k bir üst omur kemerindeki çukura girerek sağlam bir oynar eklem oluşturur. Bu eklemlerin yer aldığı lifsi kapsül, kemiklerin hareketlerini kolaylaştıran bir sıvı içerir. Omurganın bu yapısı nedeniyle, omurilik kanalında her omura rastlayan kesimde boşluklar bulunur. Bu boşluklardan omuriliğe gelen ve omurilikten çıkan sinir telleri geçer. Sinirler omuriliğe girer ve çıkarken sinir kökü denilen küçük demetler halindedirler. Her sinir kökünden birkaç sinire giden sinir telleri çıkar.