Aniden başlayan, hızla şiddetlenen, çoğu zaman şiddetli bir tehlike hissi veya sonunun geldiği düşüncesinin eşlik ettiği yoğun korku (ölmekten, aklını kaybetmekten vb.), endişe ve sıkıntı duyma durumu "panik atak" olarak tanımlanır.Panik bozukluk yineleyen beklenmedik panik ataklarla giden bir hastalıktır. Kişi yeni ataklar olacağı ya da bu ataklar sonucunda ‘kalp krizi geçirip ölme’, ‘kontrolünü yitirip çıldırma’ ya da ‘felç geçirme’ gibi ciddi sorunlar yaşanacağına dair yoğun ve sürekli endişe hali yaşar.Atağın gelmemesi için hasta kendine göre önlem almak adına yaşamını kısıtlayacak davranışlar geliştirir: Hangi ortamda atak olduysa o ortama girmemek, işe gitmemek, yalnız kalmamaya çabalamak, spordan kaçınmak, yanında şikayetleri azaltabilecek ilaçlarla dolaşmak gibi.Panik atakların oluşumundaki temel biyolojik mekanizma; beyin sinir hücrelerinde salgılanan serotonin, noradrenalin, GABA gibi maddelerin seviyelerinde ve salınımında düzensizliklerdir. Genetik faktörlerin de önemli bir rol oynadığını bilinmekle birlikte, genetik geçişin doğası tam olarak çözülememiştir.Panik ataklı kişilerde limbik sistem (duyguların merkezi) düzgün çalışamaz. Basit bir uyaran panik ataklı kişi tarafından tehlike gibi algılanır ve kişide soluk almada problem, kalp çarpıntısı, sıkışma, ölüm korkusu gibi belirtilerle ortaya çıkar. Panik atak geçiren kişi atak sırasında kalbinin yerinden çıkacak gibi attığını ve ölecekmiş gibi hissettiğini söyler.Bu yoğun kaygı nöbeti birkaç dakika ile birkaç saat arası sürebilir, belli bir başlangıcı ve sonu vardır. Genellikle 10 dakika gibi bir sürede yoğunlaşarak doruk noktada sıkıntı verir sonra da genellikle yavaş yavaş azalır.