Kaçış sendromu hastalığında tedavi, kapiler sızıntının azaltılmasını ve bu nedenle oluşabilecek atakların önlenmesine yönelik olarak uygulanıyor. Hastalık hala gizemini koruyor, bu nedenle kaçış sendromu tedavisi için hastalara temkinli yaklaşılıyor. Hastalık süreci takibe alınarak vücudun ihtiyacına yönelik yöntemlerin uygulanması gerekiyor. Atak geçirerek strese giren hastanın tansiyon düşüklüğünün dengelenmesi için hastanın damarlardaki sıvı ve elektrolit dengesi korunması organların sağlıklı bir şekilde çalışmaya devam etmesi için önem taşıyor. Hastalığa yakalanan kişinin yaşamsal fonksiyonlarını yitirmemesi açısından organlarda ödem toplanması, kan veya sıvı birikmesi kontrolleri yapılıyor. Sonuçları belirsiz olarak değerlendirilen SCLS tedavisi genellikle destekleyici olarak uygulanıyor ve çok yönlü bir yaklaşım gerektiriyor.İlk olarak hasta alerjik reaksiyon olarak tanımlanabilecek "anaflaktik şok" veya "septik şok" olarak tabir edilen durumları yaşamadığı kesinleştiriliyor. Zira akut böbrek yetmezliği yaratabilecek durumlar da kaçış sendromu hastalığı ile karıştırılabiliyor. Kesin tanıyı ortaya koymak için gereken laboratuvar testlerinin yapılmasının ardından kandaki değerlerin tekrar düzenlenmesinin sağlanması gerekiyor.