Her hasta için kişiye özel tedavi planlanmalı. Tanısı konulmuş taşlarda hastanın genel durumu, gebeliğin süresi, taşın büyüklüğü ve konumu tedavinin genel hatlarını belirler.Her şeyden önce bilinmelidir ki taşların yaklaşık kadar büyük bölümü ağızdan ilaç tedavisi ile takip edildiğinde kendiliğinden düşer. Bu nedenle ağrısı ve bulantısı ağızdan alınan ilaçlarla kontrol edilebilen ve böbrek şişliği kritik düzeyde ilerlemeyen tüm gebeler takip edilmektedir. Genel durumu kötüleşen, ağrısı ve bulantısı ağızdan alınan ilaçlarla kontrol edilemeyen hastalarda ise ek tedavi yöntemlerine yönelmek gerekmektedir. Tedavide temel amaç hamile anne adayına ve karnındaki bebeğine zarar vermeden idrar akımının tekrar sağlanması ve bunun ile birlikte ağrı ve bulantının kontrol altına alınmasıdır.Geleneksel olarak bu yönde yapılan ilk tedavi üreteral stent takılması olmuştur. Bu işlemde böbrek ile idrar kesesi arasında taş ile tıkanmış olan kanala taşın yanından geçecek şekilde bir kateter, bir lastik boru takılmaktadır. Bu lastik boru gebelik süresince hasta içinde kalmakta ve birçok gebede sıkıntıların gebelikten sonra yapılacak kesin tedaviye kadar ertelenmesini sağlamaktadır. Bazı gebelerde ise bu takılan boru taş ağrısını kesmekte yetersiz kalmakta, idrar kesesinde hassasiyete ve ağrıya neden olmakta, sık tuvalete gitme ihtiyacı ile gebenin hayat kalitesini belirgin olarak düşürmektedir. Dışarıdan ses dalgaları ile taş kırma yöntemi olan ESWL’nin gebelerde kullanımı sakıncalıdır.