apandisit ne demektir - Hasta Sözlük
Apandisit körbağırsak takısının yangılanmasıdır. ivegen apandisit ve süreğen apandisit olmak üzere iki türü vardır.
İVEGEN APANDİSİT
Karnın sağ alt kesiminde bulunan, eldiven parmağına benzeyen körbağırsak takısının had yangılanmasıdır. Daha çok 1830 yaş arasındaki erkeklerin yakalanmasına rağmen, ivegen apandisit her yaşta ve iki cinste de görülen bir hastalıktır. Apandisitin günümüzde oranının artmış olması hastalığın yaygınlaşmasının değil, modern teşhis olanaklarının ve özellikle eskiden teşhis edilemeyip, ancak patladıktan ve karın iç zarı yangısı (peritonit) sonucu hasta öldükten sonra farkedilen apandisit olaylarının modern röntgen yöntemleriyle kolayca teşhis edilebilmesinin sonucudur.
Körbağırsak takısı yangılanmasının nedeni, hastalık yapıcı mikropların bu takının çeperine yerleşmesidir. Streptokoklar, diplokoklar, koli basilleri, anaerob mikroplar apandisit nedeni olabilirler. Körbağırsak takısı duvarlarına tifo basilinin (Eberth basili) yerleşmesi sonucu ortaya çıkan bir tifo enfeksiyonu olan körbağırsak takısı tifosunu da belirtmek yerinde olur. Körbağırsak takısı tifosu, evvelce apandisiti olan bir kişide meydana gelen tifo hastalığı ya da körbağırsak takısı yakınındaki bir tifo ülserinin hastalık sırasında delinmesiyle ortaya çıkan durumla karıştırılmamalıdır.
Körbağırsak takısının duvarına girerek yangılanmasına neden olan bu mikropların çoğu, bağırsak içinden gelirler. Bunlar, bağırsak içinde normal koşullar altında zararsız olarak yaşayan, ancak uygun koşullar bulunca hastalık yapıcı etki kazanıp, körbağırsak takısı duvarı içine girerek yangılanma meydana getiren mikroplardır. Bazı hekimler apandisit yapan mikropların doğruca bağırsak içinden değil, vücudun herhangi bir yerindeki yangılanma merkezinden kalkarak kan yoluyla körbağırsak takısına geldiklerini ileri sürerler. Bu yangılanma merkezleri çürük dişler, apse, çıban gibi deri yangılanmaları, bademcik yangılanmaları olabilir. Apandisiti tifo, grip gibi genel bulaşıcı hastalıkların belirli bir yerde yoğunlaşması olarak değerlendirenler de vardır. Bu görüşlerin hepsinin gerçek bir yanı vardır; çünkü bütün mikropların geliş ve yerleşiş yeri aynı değildir.
Bu mikropların körbağırsak takısı duvarına yerleşmesini ve apandisitin ortaya çıkmasını kolaylaştıran etkenlerin başında, körbağırsak takısı duvarının girintili ve çıkıntılı özel yapısı gelir. Bu girintilerin herhangi birinde körbağırsak takısı mukozasının (sümüksü zar) salgıları, hatta dışkı artıkları kolayca birikerek hastalık yapıcı etkisi olmayan mikropların orada çoğalıp, hastalık yapıcı etki kazanmalarını sağlarlar. Bu şekilde körbağırsak takısı mukozasının herhangi bir girintisinde oluşan yangılanma merkezinden gelen yayılmayla bütün körbağırsak takısı yangılanır, yani apandisit oluşur.
Kabızlık sonucu dışkı çıkışının durması, çeşitli yabancı cisimlerin (dışkı taşı, bağırsak asalakları, meyve çekirdekleri) körbağırsak takısı kanalını tıkamaları, bu kanal içinde, salgı, dışkı ve mukus (sümüksü zar salgısı) birikmesine sebep olarak mikropların çoğalmasına ve hastalık yapıcı etki kazanmalarına uygun bir ortam oluştururlar. Bu uygun ortamda sayıları artan ve hastalık yapıcı etki kazanan mikroplar, körbağırsak takısı iç duvarına yerleşip, yangılanma meydana getirmek için uygun zamanı beklerler. Ricker'in damar-sinir kuramına göre, en uygun zaman körbağırsak takısı duvarını besleyen damardaki nörovejetatif bozukluklardır; bu durumda, körbağırsak takısı duvarının değişik büyüklükteki bir kısmı az beslenir ve sonunda mikrop yerleşmesine dayanıksız hale gelir.
Beslenme bozukluğu, o damarın kasılmasıyla ortaya çıkan kan akışı azalmasıyla daha belirgin hale gelir. İnce, hareketli ve kıvrıntılı bir organ olan körbağırsak takısının kendi üzerinde dönerek tıkanması, körbağırsak takısı duvarında kan akımı azalmasına, dolayısıyla, beslenmenin bozulmasına neden olur. Beslenmenin bozulması hastalık yapan mikroplara karşı dayanıklılığı azaltır. Körbağırsak takısı duvarları içinde dolaşan ince atardamarlar, duvarların bükülmesiyle bükülürler ve daralan çeperleri içinde kan akımı olmaz ya da yetersiz olur.
Karın üzerine gelen bir darbenin apandisit meydana getirip getirmeyeceği sorusu, özellikle adli tıpta büyük önem kazanır. Ancak bu soruya cevap vermek kolay değildir. Karın üzerine gelen bir darbe, zaten var olan bir apandisiti ağırlaştırabilir, hatta teşhis edilememiş bir apandisiti ortaya çıkarabilir. Ancak darbenin, evvelce tamamen sağlam bir körbağırsak takısında, apandisit oluşmasına yol açan başlıbaşına bir neden olarak kabulü zordur. Bununla birlikte, tıp tarihinde bu tür olaya, az da olsa rastlandığından yukarıdaki soruya kesin bir şekilde olumsuz cevap vermek de olanaksızdır.
İvegen apandisitin klasik belirtisi çok şiddetli ani ağrılardır. Ağrı, genellikle göbekle kalça kemiğini birleştiren çizginin yarısında duyulur. Bu noktaya Mac Burney noktası denir. Ağrılar, bu doğuş noktasından özellikle göbek çevresine ve mide bölgesine doğru yayılır. Karnın sağ alt yanına dokunulursa birden şiddetlenir. Düzensiz bir ateşin yanında, bulantı, kusma, karnın gazla şişmesi ve kabızlığa da rastlanır. En ufak bir dış darbeyle kolayca patlayabilir hale gelen apandisiti korumak için, vücut plasron denilen bir kas sertleşmesi oluşturur. Kalp atışı hızlanmıştır, nabız zayıf ve hızlıdır. Kan tahlilinde akyuvarların sayısında artma (lökositoz) görülür. Bu belirtilerin varlığı teşhisi kolaylaştırır.
Ağrılı nokta sağda fakat daha yukarıdaysa safra kesesi yangılanması düşünülür; ağrının üst karın bölgesinde, yani karnın en üstünün ortasında, altında mide ve onikiparmak bağırsağının olduğu yerde daha şiddetli olması, mide ya da onikiparmak bağırsağı ülseri olasılığını akla getirir. Hastalığın yan etkileri vardır. İvegen körbağırsak takısı yangılanması apseleşebilir, kangrenleşebilir ve delinebilir. Eğer vücudun koruyucu güçleri yeterliyse apseleşme sonunda derin bir körbağırsak takısı apsesi ortaya çıkar. Eğer koruyucu güçler yeterli olmazsa karın içi organlarını örten, bütün karın zarı (periton) yangılanır ve karın zarı yangısı (peritonit) meydana gelir.
Körbağırsak takısı yangılanmasının kangrenleşme etkeni oksijensiz yaşayabilen mikroplardır. Kangrenli ya da apseleşmiş apandisit durumlarında eğer cerrahi müdahale yapmakta geç kalınırsa körbağırsak takısı delinir ve son derece ağır, yaygın bir karın zarı yangılanması ortaya çıkar.
İvegen apandisitten şüphe edilen her olayda, hekim yatak istirahati verir ve her türlü yiyeceğin yenilmesini yasaklar; hasta arada sırada biraz soğuk su içebilir. Her türlü müshil yasaktır. Ağrı kesmek için kullanılan morfin ve türevi ağrı kesiciler, antispazmodikler (bağırsaktaki kasılmayı önleyip, ağrıyı azaltmak için kullanılırlar) teşhisi güçleştireceklerinden kullanılmazlar. Yalnız karnın sağ altına bir yün parçasına sarılmış buz torbası konur. Tam teşhis konulması halinde, hastanın durumu elverişliyse penisilin, bizmut verilir.
Hastanın durumu ağırsa ve genel zehirlenme belirtileri (yüksek veya devamlı yükselen ateş, sık fakat küçük nabız, zor solunum, durdurulamayan ve devamlı tekrarlayan kusmalar) varsa hasta derhal hastaneye kaldırılır ve ameliyat edilir.