bazen sorun başka nedenlerden de kaynaklanabilir. bu durumlarda hastalığın kökeni vücudun daha yukarısında yer alan merkezlerdir. örneğin, etken beynin hipotalamus bölgesinde üretilen ve hipofiz bezini adrenokortikotrop hormon (acth) salgılamaya iten serbestleştirici faktör eksikliği olabilir. hipofizin acth salgılayamaması böbreküstü bezlerinde doku gerilemesine yol açar ve böbreküstü bezi yetmezliğiyle sonuçlanır.
belirtileri
addison hastalığı ya da hipoadrenalizm adıyla bilinen böbreküstü bezi yetmezliğinin ilk belirtisi aşırı yorgunluktur. hasta bitkinlik duyar ve ilerlemiş olgularda yataktan kalkıp yürüyecek gücü kendinde bulamaz. gittikçe zayıflar. tansiyonu sürekli düşük kalır. hastalığın bütün bunlardan daha tipik belirtisi ise deri renginin koyulaşmasıdır (melanodermi). deri özellikle yüz, el ve kollarda koyu, bronz bir renk alır. elin üstündeki deri koyulaşarak pembemsi avuç içiyle belirgin bir karşıtlık oluşturur. meme başları ve varsa yara izleri siyaha çalan koyu kahverengiye döner. dişetleri, yanaklar ve üreme organların-da koyu renkli lekeler belirir. erkeklerde cinsel güçsüzlük, kadınlarda adet düzensizlikleriyle birlikte özellikle koltukaltı ve dış üreme organları çevresinde kil dökülmesi hastalığın öbür belirtileridir.
şimdi bu hastalıkta eksikliği duyulan hormonların yukarıda sıralanan belirtilere nasıl yol açtığına bakalım. yorgunluk ve düşük tansiyon birbiriyle yakından ilgilidir. her ikisi de su ve sodyumun böbrekler yoluyla dışarı atılmasını denetleyen aldosteron hormonunun eksikliğinden kaynaklanır. aldosteron eksikliği nedeniyle su ve sodyumun boşaltım sisteminden dışarı atılması denetlenemeyen su kaybına, dolayısıyla da dolaşımdaki kan miktarının azalmasına ve tansiyonun düşmesine yol açar. kilo kaybı bu bozukluğa ek olarak kortizol eksikliğiyle de ilgilidir. kortizolun başlıca görevi proteinleri şekere dönüştürerek hücrelere enerji sağlamaktır. addison hastalarında kortizol eksikliği nedeniyle kan şekeri normal düzeyin altına düşer. bu durum bütün organizmayı olumsuz etkiler; hastanın yorgunluk duymasına da yol açar.
deri renginin koyulaşması böbreküstü bezlerinin dışında gelişen bir belirtidir. bu bezlerdeki işlev yetersizliği nedeniyle kanda kortizol miktarının azalması ön hipofizin sürekli uyarılarak aşırı acth salgılamasına yol açar. aynı süreçte hipofizin orta lobu da etkilenerek, fizyolojik denge durumunda çok az önem taşıyan melanosit uyarıcı hormonu (msh) salgılar. bu hormon deri hücrelerindeki melanin adlı koyu renkli pigmentin artmasına ve deri renginin koyulaşmasına neden olur. cinsel organlarla ilgili bozukluklar ve kıl dökülmeleri ise böbreküstü bezlerince salgılanan cinsel hormonların eksikliğinden kaynaklanır.
akut böbreküstü bezi kabuk bölgesi yetmezliği
akut hipokortikoadrenalizm adıyla da bilinen bu çok şiddetli hastalık neyse ki çok ender görülür. ağır enfeksiyon hastalıkları sırasında böbreküstü bezini besleyen bir damarın çatlaması sonucunda gelişebilir. neredeyse yalnızca çocuklarda ve yaşlılarda görülen bu biçime waterhouse-friederichsen sendromu adı verilir. bir başka olasılık kronik böbreküstü bezi kabuk bölgesi yetmezliği sırasında duyulan aşırı hormon gereksinimiyle sıra dışı olarak hastalığın akut biçime dönüşmesidir. hastalığın bunların hepsinden yeni bir nedeni ise tedavi amacıyla kullanılan kortizonun birden kesilmesidir. kortizon tedavisi sırasında kanda yeterli miktarda kortizon bulunduğu için hipofiz bezi böbreküstü bezlerini uyarmaz. böylece böbreküstü bezleri geçici bir "dinlenme" evresine girer ve dinlenme durumundan çıkıp normal işleyişe dönmeleri için belli bir süre gerekir. dışarıdan verilen kortizon birden kesilince böbreküstü bezleri vücudun kortizon gereksinimini karşılayamaz ve akut böbreküstü bezi kabuk bölgesi yetmezliği gelişir.
belirtileri ve tedavisi
hastalığın belirtileri kalp, akciğer, beyin ve sindirim sistemiyle ilgilidir. mide bulantısı, kusma, kan şekeri ve basıncında önemli ölçüde düşme, su ve tuz dengesinde aşırı bozukluklar görülür. günümüzde akut böbreküstü bezi kabuk bölgesi yetmezliği eksik hormonların dışarıdan verilmesiyle ürkütücü bir hastalık olmaktan çıkmıştır. hormon tedavisi hastaların normal bir yaşam sürdürmesine olanak vermektedir
belirtileri
addison hastalığı ya da hipoadrenalizm adıyla bilinen böbreküstü bezi yetmezliğinin ilk belirtisi aşırı yorgunluktur. hasta bitkinlik duyar ve ilerlemiş olgularda yataktan kalkıp yürüyecek gücü kendinde bulamaz. gittikçe zayıflar. tansiyonu sürekli düşük kalır. hastalığın bütün bunlardan daha tipik belirtisi ise deri renginin koyulaşmasıdır (melanodermi). deri özellikle yüz, el ve kollarda koyu, bronz bir renk alır. elin üstündeki deri koyulaşarak pembemsi avuç içiyle belirgin bir karşıtlık oluşturur. meme başları ve varsa yara izleri siyaha çalan koyu kahverengiye döner. dişetleri, yanaklar ve üreme organların-da koyu renkli lekeler belirir. erkeklerde cinsel güçsüzlük, kadınlarda adet düzensizlikleriyle birlikte özellikle koltukaltı ve dış üreme organları çevresinde kil dökülmesi hastalığın öbür belirtileridir.
şimdi bu hastalıkta eksikliği duyulan hormonların yukarıda sıralanan belirtilere nasıl yol açtığına bakalım. yorgunluk ve düşük tansiyon birbiriyle yakından ilgilidir. her ikisi de su ve sodyumun böbrekler yoluyla dışarı atılmasını denetleyen aldosteron hormonunun eksikliğinden kaynaklanır. aldosteron eksikliği nedeniyle su ve sodyumun boşaltım sisteminden dışarı atılması denetlenemeyen su kaybına, dolayısıyla da dolaşımdaki kan miktarının azalmasına ve tansiyonun düşmesine yol açar. kilo kaybı bu bozukluğa ek olarak kortizol eksikliğiyle de ilgilidir. kortizolun başlıca görevi proteinleri şekere dönüştürerek hücrelere enerji sağlamaktır. addison hastalarında kortizol eksikliği nedeniyle kan şekeri normal düzeyin altına düşer. bu durum bütün organizmayı olumsuz etkiler; hastanın yorgunluk duymasına da yol açar.
deri renginin koyulaşması böbreküstü bezlerinin dışında gelişen bir belirtidir. bu bezlerdeki işlev yetersizliği nedeniyle kanda kortizol miktarının azalması ön hipofizin sürekli uyarılarak aşırı acth salgılamasına yol açar. aynı süreçte hipofizin orta lobu da etkilenerek, fizyolojik denge durumunda çok az önem taşıyan melanosit uyarıcı hormonu (msh) salgılar. bu hormon deri hücrelerindeki melanin adlı koyu renkli pigmentin artmasına ve deri renginin koyulaşmasına neden olur. cinsel organlarla ilgili bozukluklar ve kıl dökülmeleri ise böbreküstü bezlerince salgılanan cinsel hormonların eksikliğinden kaynaklanır.
akut böbreküstü bezi kabuk bölgesi yetmezliği
akut hipokortikoadrenalizm adıyla da bilinen bu çok şiddetli hastalık neyse ki çok ender görülür. ağır enfeksiyon hastalıkları sırasında böbreküstü bezini besleyen bir damarın çatlaması sonucunda gelişebilir. neredeyse yalnızca çocuklarda ve yaşlılarda görülen bu biçime waterhouse-friederichsen sendromu adı verilir. bir başka olasılık kronik böbreküstü bezi kabuk bölgesi yetmezliği sırasında duyulan aşırı hormon gereksinimiyle sıra dışı olarak hastalığın akut biçime dönüşmesidir. hastalığın bunların hepsinden yeni bir nedeni ise tedavi amacıyla kullanılan kortizonun birden kesilmesidir. kortizon tedavisi sırasında kanda yeterli miktarda kortizon bulunduğu için hipofiz bezi böbreküstü bezlerini uyarmaz. böylece böbreküstü bezleri geçici bir "dinlenme" evresine girer ve dinlenme durumundan çıkıp normal işleyişe dönmeleri için belli bir süre gerekir. dışarıdan verilen kortizon birden kesilince böbreküstü bezleri vücudun kortizon gereksinimini karşılayamaz ve akut böbreküstü bezi kabuk bölgesi yetmezliği gelişir.
belirtileri ve tedavisi
hastalığın belirtileri kalp, akciğer, beyin ve sindirim sistemiyle ilgilidir. mide bulantısı, kusma, kan şekeri ve basıncında önemli ölçüde düşme, su ve tuz dengesinde aşırı bozukluklar görülür. günümüzde akut böbreküstü bezi kabuk bölgesi yetmezliği eksik hormonların dışarıdan verilmesiyle ürkütücü bir hastalık olmaktan çıkmıştır. hormon tedavisi hastaların normal bir yaşam sürdürmesine olanak vermektedir