şistosomiyaz hastalığı - Hasta Sözlük
Yaprak solucanlar sınıfının kan kelebekleri (Schistomosıdae) familyası taralından meydana getirilen bir hastalık. Kan asalağı olarak yaşayan kan kelebeklerinin sadece uç tanesi insanlarda hastalık yapar. Bunlar kan kelebeği (Schistosomo haematobium), Schistosoma mansoni ve doğu kan kelebeği (Schistosoma Japonicum) dır. Bunlar, sidik torbasının sinir örgüsünün damarlarına, kapı toplardamarlarına, karaciğerin, karın zarının, bağırsakların iç yüzeylerinin damar ve atardamarlarına girerek, bulundukları yerlere göre sidik torbası şistosomiyazı bağırsak şıstosomi yazı ve atar ve toplardamar şistosomiyazı oluştururlar. Şistosomiyaza bilharziyos da denilir.
Sidik torbası şistosomiyazının başlıca belirtisi sidikte kan bulunmasıdır. Hastalığa başta Mısır olmak üzere Afrika ve Asya ülkelerinde rastlanır. Hastalığın gelişmesinde iki dönem vardır.
Sidik torbası öncesi dönemi iki üç ay hatta daha fazla sürer. Bu başlangıç döneminin belirtilen genel bir zehirlenme niteliğindedir. Ateş hafifçe yükselir, aynı zamanda ürperme, baş ağrısı, kaşıntı, ürtikere benzer türde deri kabarıkları, mide bozuklukları görülür.
Sidik torbası dönemi yumurtaların, sidik torbası damarlarına girmesinin oluşturduğu, sidik torbası belirtilerinin ortaya çıkmasıyla nitelenir. Sidik torbası yangılanır. Hatta yara açılabilir ve kanayabilir. Sidikte kan bulunması ve işeme sırasında duyulan yanma ve acı (işeme güçlüğü) ikinci dönemin belirtileridir. Sidiğin tortusunda, mahmuzlu yumurtalar bulunur. Kanda, eozinofilli granülositler artar.
Hastalığın gelişimi genellikte tehlikeli değildir. Bunun için antimonlu ilaçlara dayanan tedaviye erken başlamak ve asalağın vücuda yeniden girmesine engel olmak gerekir. Eğer bu tedbirler alınmazsa yan etkiler (sistit, piyelonefrit, sidik torbası taşı, kansızlık) görülebilir. Bağırsak şistosomiyazı Orta ve Güney Amerika'da yerleşik haldedir. Ayrıca kimi Afrika ülkelerinde de sık sık karşılaşılır. Larva biçimindeki asalakların vücuda girmesinden iki uç hafta sonra, hafif ateş ve deride ürtiker biçiminde, kaşıntılı ve kırmızımtrak kabarcıklar görülür. Daha sonra mide ağrıları görülür. Sıvı ya da lapa gibi olabilen dışkıda, bol oranda sümüksü madde ve kan izleri bulunur. Hastalığın tedavisi ihmal edilen süreğen biçimlerinde, karaciğer ve dalak büyür, rektum polipleri, kansızlık, halsizlik görülür.
Hastanın dışkısının mikroskopla incelenmesinde mahmuzlu tipik yumurtanın bulunması telhisi doğrular. Kanda eozonofilli granülositler artar. Tedavi hastaya antimonlu bileşiklerden hazırlanan ilaçların verilmesine dayanır.
Atar ve toplardamar şistosomiyazı Çin'de ve özellikle Japonya'da yaygındır. Şistosomiyazın bu türü daha ağırdır. Üç dönemi vardır. Başlangıç döneminde hafif ateş yükselmesi, deride (kaşıntı, kısa süreli ödemler, ürtiker biçiminde kırmızımtrak deri kabarcıkları), bağırsaklarda (ağrı ve ishal), akciğerde (balgam çıkarttıran öksürükler) bozukluklar görülür. Ara dönemde düzensiz biçimde görülen hafif ateşten ve bağırsak bozukluklarından (ağrı, sancılı kaşınma, kanlı dışkı çıkaran ishal), başka karaciğerin ve dalağın aşırı büyümesi gibi önemli belirtiler görülür.
Kaşeksi dönemi asalağın vücuda girmesinden birkaç yıl sonra oluşur. Karaciğer ve dalak giderek daha sertleşerek siroza dönüşürler. Karnın iç zarının kapladığı boşlukta, dışarı sızıntı yapan bir sıvı (asit) oluşur ve bu sıvı birkaç litre ağırlığa erişecek kadar çoğalabilir. Kansızlık ve zayıflama, kaşeksiye varana kadar ağırlaşabilir. Bu türün daha ikinci döneminde dışkının mikroskopta incelenmesinde asalağın yumurtaları görülür. Kanda eozinofilli granülositler artar. Antimon tedavisinin etkili olabilmesi için, tedaviye erken başlanılması gerekir.