şistosomiyaz hastalığı - Hasta Sözlük
Hastalığın gelişimi genellikte tehlikeli değildir. Bunun için antimonlu ilaçlara dayanan tedaviye erken başlamak ve asalağın vücuda yeniden girmesine engel olmak gerekir. Eğer bu tedbirler alınmazsa yan etkiler (sistit, piyelonefrit, sidik torbası taşı, kansızlık) görülebilir. Bağırsak şistosomiyazı Orta ve Güney Amerika'da yerleşik haldedir. Ayrıca kimi Afrika ülkelerinde de sık sık karşılaşılır. Larva biçimindeki asalakların vücuda girmesinden iki uç hafta sonra, hafif ateş ve deride ürtiker biçiminde, kaşıntılı ve kırmızımtrak kabarcıklar görülür. Daha sonra mide ağrıları görülür. Sıvı ya da lapa gibi olabilen dışkıda, bol oranda sümüksü madde ve kan izleri bulunur. Hastalığın tedavisi ihmal edilen süreğen biçimlerinde, karaciğer ve dalak büyür, rektum polipleri, kansızlık, halsizlik görülür.
Hastanın dışkısının mikroskopla incelenmesinde mahmuzlu tipik yumurtanın bulunması telhisi doğrular. Kanda eozonofilli granülositler artar. Tedavi hastaya antimonlu bileşiklerden hazırlanan ilaçların verilmesine dayanır.
Atar ve toplardamar şistosomiyazı Çin'de ve özellikle Japonya'da yaygındır. Şistosomiyazın bu türü daha ağırdır. Üç dönemi vardır. Başlangıç döneminde hafif ateş yükselmesi, deride (kaşıntı, kısa süreli ödemler, ürtiker biçiminde kırmızımtrak deri kabarcıkları), bağırsaklarda (ağrı ve ishal), akciğerde (balgam çıkarttıran öksürükler) bozukluklar görülür. Ara dönemde düzensiz biçimde görülen hafif ateşten ve bağırsak bozukluklarından (ağrı, sancılı kaşınma, kanlı dışkı çıkaran ishal), başka karaciğerin ve dalağın aşırı büyümesi gibi önemli belirtiler görülür.
Kaşeksi dönemi asalağın vücuda girmesinden birkaç yıl sonra oluşur. Karaciğer ve dalak giderek daha sertleşerek siroza dönüşürler. Karnın iç zarının kapladığı boşlukta, dışarı sızıntı yapan bir sıvı (asit) oluşur ve bu sıvı birkaç litre ağırlığa erişecek kadar çoğalabilir. Kansızlık ve zayıflama, kaşeksiye varana kadar ağırlaşabilir. Bu türün daha ikinci döneminde dışkının mikroskopta incelenmesinde asalağın yumurtaları görülür. Kanda eozinofilli granülositler artar. Antimon tedavisinin etkili olabilmesi için, tedaviye erken başlanılması gerekir.