banti sendromu - Hasta Sözlük
Süreğen karaciğer hastalığının saptanması ve dalağın büyümüş olduğunun görülmesi Banti sendromunun teşhisinde önemli bir rol oynar. Karaciğerin durumu çeşitli, kan deneyleri ile değerlendirilir. Barium tuzu eriyiklerinin içilmesinden sonra çekilen röntgen filmleri, yutaktaki toplardamar ağı genişlemesini ortaya çıkarır.
Bu hastalığın tedavisinde karaciğer bozukluğunun düzeltilmesine ve bu bozukluğun yol açtığı olumsuz sonuçların iyileştirilmesine çalışılır. Karaciğerdeki bozukluk siroza bağlıysa hastanın içki içmemesi büyük çapta düzelmeye yol açabilir. Eğer hemokromatoza bağlıysa, zaman zaman kan alınması, karaciğerde kan boya cisimciklerinin birikmesini engeller.
Kapı toplardamar sisteminde çoğalmış olan basıncın azaltılması amacıyla uygulanan yöntemler, bu hastalıkta önemli bir yer tutar. Eğer şişmiş olan toplardamar dalına ulaşılması kolaysa, bu dal kesilerek alt ana toplardamara bağlanır. Böylece bağırsaklardan gelen kan kalbe dönerken karaciğere uğramamış olur. Eğer kansızlık çok ilerlemişse dalağın çıkarılması yoluna gidilebilir. Dalağın çıkarılması önemli bir eksikliğe yol açmaz. Vücutta değişik yerlerde bulunan retiküloendotel sistem, dalağın görevini başarı ile yürütür.
Genellikle alkolün uzun süre kullanılması sonunda oluşan karaciğer sirozunun, dalağın büyümesine ve kansızlığa yol açması. Uzun süre alkol kullanılması dışında, süreğen karaciğer yangısı (kronik hepatit), safra sirozu ve hemokromatoz da karaciğer sirozuna yol açabilir.
Karaciğerde sirozun oluşması, bu organdan geçen damarların, özellikle sindirim borusundan karaciğere kan taşıyan kapı toplardamarı kollarının sıkıştırılması sonucunu doğurur. Bu damarlarda sıkışma sonunda da dalakta şişme ve genişleme, kapı toplardamarı ile ana toplardamar ağının ağızlaşma noktaları olan yutak alt bölümünde, rektum ve karın duvarında toplardamar şişkinliği dikkati çeker.
Banti sendromunda görülen kansızlığın çeşitli nedenleri vardır. Büyümüş olan dalakta aşırı alyuvar parçalanması gerçekleşir, genişlemiş olan dalağın boşluklarında gereğinden fazla kan depolanır, böylece dolaşımda daha az kan hücresi kalır.